Sayfalar

16 Temmuz 2014 Çarşamba

ENGİNAR TABAĞI











ENGİNARIN FAYDALARI;


• Karaciğeri korur, karaciğer hastalıklarının daha çabuk iyileşmesini sağlar
• Böbrek ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olur.
• Sindirimi kolaylaştırır.
• Kandaki şeker oranını ayarlar, kolesterolü düşürür.
• Vücuda dinçlik verir
• Kalp sağlığı için faydalıdır
• İshali keser
• Kanı temizler
Bu kadar faydadan sonra ne yapıyoruz hemen mutfağa girip enginar yapıyoruz. :)
İftara yemeğin yanına aperatif olarak yapmıştım çok beğenildi kesinlikle yapmalısınız dediğim bir tat.

MALZEMELER;

10 Adet temizlenmiş Enginar
2 adet havuç
2 adet patates
1 su bardağı  Bezelye
2 tane küçük soğan
100 gr kıyma
3,4 dal maydanoz
1 Su bardağı Rendelenmiş kaşar peyniri

Beşamel Sosu için,

1 Su bardağı süt
1 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı tere yağı
karabiber, tuz

 BEŞAMEL SOS YAPILIŞI;

1)1 Yemek kaşığı tereyağ da unu kavuralım ve üzerine topaklanmadan hızlı hızlı çırparak sütü ekleyelim ve tuzunu da atalım kaynayıncaya kadar hızlı hızlı çırpalım kaynayınca altını kapatalım ve karabiber atalım.
2) Sosumuz hazır. :)

KÖFTE YAPILIŞI;

1) Soğanı robottan geçirip,  ufalanmış ekmek içini ve yarım yumurta ekleyip tuz, karabiber, kimyon ekleyelim.
2)İnce ince doğranmış maydanozu da katıp yoğuralım.


YAPILIŞI;

1)Limon suyunda temizlenmiş enginarları haşlayalım,
2)Patatesleri ve havuçları küp küp doğrayalım.
3) 1 tane Soğanı küp şeklinde küçük küçük doğrayıp kavurmaya koyalım ve arkasından,havuçları ve bezelyeyi de ekleyip hafif yağda  tuz ekleyip kavuralım ve içine 1 çay bardağı su dökelim kısık ateş de suyunu çekene kadar pişirelim.
4)Hazırladığımız köfte içini meşe şeklinde kızartalım.
4) Borcama hazırladığımız enginarları dizelim ve üzerine kavurduğumuz malzemeler az az ekleyip Meşe şeklindeki köftelerimizden 2 3 er tane  koyalım.
5) Hazır olan enginar tabaklarının üzerine hazırladığımız Beşamel sosu dökelim ve üzerine rendelediğimiz kaşar peyniri koyalım.



6)Tepsinin kenarından 1 su bardağı su ve tuz ekleyip 180 derece fırında yarım saat kadar pişirelim...
























Enginar tabağımız hazır nımmmm...
AFİYET OLSUN.


YOĞURTLU PATLICAN KÖZLEMESİ

 Salata olunca kendimi kaybediyorum sofrada bir yığın salata çeşidi olsun istiyorum bunu söyleyince herkes beni salatayı çok sevdiğimi sanıyor çok da sevmiyorum  bazen tadına bile bakmayı unutuyorum ama neden bilmem salata çeşitlerini sofrada çok seviyorum hele birde yendiğini ve çok sevildiğini görünce daha çok yapasım geliyor...
Ama çok salata çeşidi yaptığımda hemen aklıma şu Ayet geliveriyor ;
"Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez." (Araf suresi 31 ayet)
Bazen de aç açıkta olan insanları düşüyorum ne doymak bilmeyen nefsimiz var diyorum ve şu duayı ediyorum
Allah’ım! Korkmayan Kalpten, kabul edilmeyen duadan, doymak bilmeyen nefisten, faydası olmayan ilimden sana sığınırım…! [Hz. Muhammed (S.A.V) ]

İftarda herkesin ayy harika olmuş deyip severek yediği salata çeşitlerinden biri...

MALZEMELER:

3 Adet Topan patlıcan
1 kilo Yoğurt (kesede süzdürülmüş)
2 tane Havuç
2 tane Kırmızı biber
1/2  Mısır
1 tane Salatalık
1 su bardağı rendelenmiş Karalahana
Kuru nane, Tuz, Zeytin yağı, Limon, sarımsak

 YAPILIŞI:
1) Patlıcanları ve biberleri fırında yada ocak da közleyelim ve kolay soymak için poşete koyalım.
2)Soyduğumuz Patlıcanları doğrayalım ve servis tabağına koyalım üzerine  tuz ve zeytin yağı hafif limon sıkalım.
3) Üzerine süzdürdüğümüz yoğurdu çırpalım nane ve sarımsak ekleyip karıştıralım.
(Ben ev yapımı yoğurdu süzdürdüğüm için çok gitti hazır yoğurt kullananlar yarım kilo anca gider)
4)Hazırladığımız yoğurdu patlıcanların üzerine dökelim.
5)Havucu ve kırmızı lahanayı rendeleyelim, kırmızı lahanayı azıcık tuzlu suda bekletirsek yumuşar ve daha güzel olur. Salatalığı küçük küçük doğrayalım  mısırı da haşlayalım ve üstünü süslemek için  hazırız :)
6) İsteğimize göre servis tabağımızı süsleyelim benim son dakika ya kaldı fazla süsleyemedim eminim siz çok daha güzel süslersiniz :)
Salatamız hazır...
AFİYET OLSUN :)




12 Temmuz 2014 Cumartesi

KIŞLIK ENGİNAR

























Enginar temizlemek zor ama yemesi lezzetli bu kadar enginarı nasıl temizledim  diye aklınıza gelecek biz kocaman bir aile olunca hep beraber oturduk ama tek bunları değil bunları gibi daha 3 vardı her kez kendine temizledi ama birbirimizle yarışarak temizledik hem eğlenceli hem ne kadar çok temizlediğimizi fark etmedik itiraf edeyim kendimi övmek gibi olmasın ama ben hızlı temizliyordum bu enginarlar uğruna eniştem seni geçicem derken parmağını bile kesti neyse çok güzel bir gündü....

Enginar alırken nelere dikkat edeceğiz onun da basit iki püf noktası var. Enginarın körpeliğini sapının esnek olmasından anlayabilirsiniz ve sapından tutup salladığınız zaman enginarın da ileri geri sallanması sabit kalmaması gerekiyor.



ENGİNARIN BESİN DEĞERİ;

100 gr. taze ve çiğ (pişirilmemiş) sebze olarak enginarın içerdiği önemli besin değerleri şunlardır: 80 kalori; 3 gr. protein; 7,8 gr. karbonhidrat; 0 kolesterol; 0,2 gr. yağ; 1.5 gr. lif; 70 mgr. fosfor; 55 mgr. kalsiyum; 0,8 mgr. demir; 45 mgr. sodyum; 330 mgr. potasyum; 30 mgr. magnezyum; 0,5 mgr. çinko; 280 IU A vitamini: 0,15 mgr. B1 vitamini; 0,05 mgr. B2 vitamini; 0,7 mgr. B6 vitamini ve 10 mgr. C vitamini.

SAĞLIĞIMIZA YARARLARI

Yukarıdaki değerler incelendiğinde enginarın bedenimiz için ne denli yararlı ve vazgeçilmez bir besin olduğu ortaya çıkar. Bunun yanı sıra;

Enginar, içerdiği ciarin adlı etkili madde ile karaciğer ve safra kesemizi destekleyen bir besin olarak uzun zamanlardan beri Batı ülkelerinde büyük kabul görmekte ve bolca tüketilmektedir: Diğer hafif acı-tatlı sebzeler gibi enginar da, safra salgılarını artırmakta ve sindirimi kolaylaştırmaktadır.

Enginar, kandaki yağ ve kolesterol düzeylerini düşürmektedir.

Enginar, güçlü bir idrar söktürücüdür: Böbreklerin çalışmasını düzenlemekte ve bedendeki istenmeyen sıvıların atılmasını kolaylaştırmaktadır.

 Enginar ayrıca, içerdiği insülin adlı maddeyle, geleneksel olarak seker hastalarına tavsiye edilen bir besindir: Bu tür nişasta olan bu madde, sindirilmeye dirençlidir. Ve kandaki şeker düzeyini düşürür.

Enginarın körpe yaprak ve çiçek saplarının kaynatılarak suyunun içilmesinin dahi, yukarıda sözü edilen etkileri kısmen de olsa sağlayacağı uzmanlarca savunulmaktadır.


Bütün bu etkileri sağlamak üzere enginarın tazesinin ya da konserve edilmişinin bol bol yenilmesi öğütlenmektedir. Ne yazıktır ülkemizde, ekolojik koşullar yani bitkinin istekleri birçok yerde tam olarak karşılandığı halde enginar pek sınırlı miktarda yetiştirilmekte ve bu nedenle yüksek fiyatlarla satışa sunulmaktadır. Enginar üretimimizin artırılıp bu yararlı sebzenin artık zenginlerin besini olmaktan çıkarılması en içten dileğimizdir.

MALZEMELER:

10 tane enginar (isteğe göre)
1 avuç tuz
10 15 tane limon tuzu
3 litre kadar su

YAPILIŞI:

1)Enginar temizlerken önce enginarın saplarını kısaltıyoruz.
2)Enginar yapraklarını alt kısımdan birkaç sıra temizliyoruz
3)Üst yaprakları düzeltecek şekilde kesiyoruz
4)Sapını soyuyoruz. (sapı çok tatlıdır)
5)İçindeki tüylü kısımları tamamen temizliyoruz. ( Tatlı kaşığı ile de yapabilirsiniz.
6)Dışını ve içini limonla ovuyoruz.yada limon tuzlu su ile
7)Daha sonra limonlu suya atıyoruz.
8) Son olarak kaynayan suda şoklayıp soğumadan dondurucuya atıyoruz.



























Not: Soğumadan atmamızın sebebi kararma olmasın ben Nurefşan la uğraşırken biraz bekledi çok beklemediği halde rengi biraz koyuldu siz bekletmeyin
Afiyet olsunn...

ÇİKOLATALI PASTAMIZ

ACILI EZME


















*Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri,orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku (halüf), Allah indinde misk kokusundan daha hoştur.
*Oruç perdedir. Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!'' desin (ve ona bulaşmasın).
*Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar
*Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez
* Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabın dan hiçbir eksilme olmaz
*Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.
*Hilâli görünceye kadar oruç tutmayın, yine (müteakip) hilâli görünceye kadar da yemeyin. Bulut araya girerse ayı takdir edin

MALZEMELER

2 tane domates
4 tane kırmızı biber
3 tane çarliston biber
1 tane yeşil acı biber
2 tane soğan
1 tane salatalık
2 diş sarımsak
1 çorba kaşığı domates salçası
1 çorba kaşığı biber salçası
1 tane limon
1 kaç dal taze nane ve fesleğen
2 yemek kaşığı zeytin yağı,
Pul biber , isot ,tuz
Sevgimiz olmazsa hafif acımsı tatla hoş bir tat gelmez J

YAPILIŞI:

1)Domatesi, biberleri ,soğanı, salatalığı incecik kıyalım.
2)Salçaları, limonu, zeytin yağı, ezilmiş sarımsağı, pul biberi, isotu , tuzu karıştıralım.
3)Doğramış olduğumuz domates ve diğer malzemeleri salça ile karıştıralım son olarak üzerine maydanoz  ve   incecik doğrayalım.
Not: İsteğe göre nar ekşisi koyabilirsiniz.
Acılı ezmemiz hazır.
AFİYET OLSUN…

10 Temmuz 2014 Perşembe

KAYISI REÇELİ



ÇOBAN VE AĞAÇ
Yaşlı çoban sürüsünü otlatmak için yaylaya çıktığında tepeye yakın bir elma ağacının altında dinlenir ve eğer mevsimiyse, onunla konuşarak: "Hadi bakalım evladım, derdi. Bu ihtiyarın elmasını ver artık". Ve bir elma düşerdi, en güzelinden, en olgunundan. Yaşlı adam sedef kakmalı çakısını çıkartarak onu dilimlere ayırır ve küçük bir tas yoğurtla birlikte ekmeğine katık ettikten sonra, babasından kalan Kur'an'ını okumaya koyulurdu. 
Çoban, bu ağacı yirmi yıl kadar önce diktiğinde sık sık sular, bunun için de büyükçe bir güğüme doldurduğu abdest suyundan geriye kalanı kullanırdı. Elma ağacının kökleri, belki de bu sularla kuvvet bulmuş ve kısa sürede serpilip meyve vermeye başlamıştı. Çoban o zamanlar henüz genç sayıldığından şöyle bir uzandı mı en güzel elmayı şıp diye koparırdı. Fakat aradan geçen bunca yıl içinde beli bükülüp boyu kısalmış, ağacınkiyse bir çınar gibi büyüyüp göklere yükselmişti. Ama boyu ne olursa olsun, ağaç yine de yavrusu değil miydi? Onu bir evlat sevgisiyle okşarken: 
"Ver yavrum, derdi, gönder bakalım bu günkü kısmetimi." Ve bir elma düşerdi hiç nazlanmadan, yıllar boyu hiçbir gün aksamadan. 
Köylüler, uzaktan uzağa gözledikleri bu hadiseyi birbirlerine anlatıp yaşlı çobanın veli bir zât olduğunu söylerlerdi. 
Yaşlı adam, ağacın altında dinlenip namazını kıldığı bir gün, yine elmasını istedi. Ancak dallar dolu olmasına rağmen nedense bir şey düşmemişti. Sonra bir daha, bir daha tekrarladı isteğini. Beklediği şey bir türlü gelmiyordu. Gözyaşları, yeni doğmuş kuzuların tüylerini andıran beyaz sakalını ıslatırken, ağacın altından uzaklaşıp koyunların arasına attı kendini. 
Yavrusu, meyve verdiği günden bu yana ilk defa reddediyordu onu. İhtiyar çobanın beli her zamankinden fazla bükülmüş, güçsüz bacakları da vücudunu taşıyamaz olmuştu. Hayvanlarını usulca toplayıp köye doğru yöneldiğinde, aşağıdaki caminin her zamankinden daha nurlu minarelerinden yankılanan ezan sesiyle irkildi birden. Yeniden doğmuştu sanki çoban. Bir şey hatırlamıştı. 
Çocuklar gibi sevinerek ağacın yanına koştu ve ona şefkatle sarılırken : 
"Canım" dedi, hıçkırıp ağlayarak. 
"Benim güzel evladım, mis kokulum. Şu unutkan ihtiyarı üzmeden önce neden söylemedin, bu günün Ramazan'ın ilk günü olduğunu ?" 

Ramazanın ilk günü bir reçel sevdası aldı beni yapayım dedim bahçeden hafif olmamış kayısıları topladım hepsi çok güzeller haydi başlayalım yapmaya beraber ne dersiniz?
MALZEMELER
3 Kilo tam olmamış Kayısı
2 kilo şeker (pancar şekeri)
2.5 su bardağı su
4 kaşık kireç (isteğe göre)
4,5 adet ufak limon tuzu
Bir çay bardağı temizlenmiş kayısı çekirdeği
YAPILIŞI:
1)4 Kaşık kireci 12 bardak suya ıslatın, bu arada kayısı kabuklarını soyalım ve çekirdeklerini çıkaralım.


2)Eriyen kireci süzüp suyuna kayısıları atalım ve 2 3 saat bekletelim.
(İsterseniz daha sert olması için daha çok da bekletebilirsiniz yada hiç kirece yatırmadan yapabilirsiniz.)
3)Büyük bir tencere 2 kilo şeker ve  2.5 bardak suyu kaynatalım kaynayınca limon tuzlarını atalım ve 20 dakika kadar kaynasın daha sonra kayısıları ve kayısı çekirdeklerini atalım ve bir taşım kaynayınca köpüklerini alalım kayısılar suyunu salınca kevgir yardımı ile kayısıları alalım ve biraz daha kaynatalım ve tekrar kayısıları atalım bir taşım kaynasın kapatalım soğumaya bırakalım.


4)Soğuyan reçelimizi tekrar ocağa alalım  ve kaynayınca kapatalım. Borcama koyalım. 


5)Üzerini bone ile kapatıp  3,4 gün güneşte bekletelim.


Artık reçelimiz hazır kavanoza koyabiliriz..
AFİYET OLSUN :)


9 Temmuz 2014 Çarşamba

SULTAN TATLISI




Öğrencilerimle beraber olmak benim için ayrı bir mutluluk hele onlar için yemek hazırlamak ayrı bir mutluluk kızlarıma yaptığım iftar tatlımız tam anlamı ile harika idi hele ki ev dondurması ile servisi çok güzel di en kısa zamanda dondurma tarifimde blog da :)


MALZEMELER
200 gr. oda sıcaklığında tereyağı yada margarin
1/2 çay bardağı sıvı yağ,
2 yumurta,
50 gr  bardağı hindistan cevizi,
1 su bardağı pudra şekeri, yada toz şeker
1 su bardağı irmik,
1 limon kabuğu rendesi, (isteğe bağlı)
4  su bardağı un,
1 paket kabartma tozu,
1 paket vanilya,

Şerbeti İçin:
3 su bardağı şeker,
4 su bardağı su,
1/2 limon suyu (isteğe bağlı)

Üzeri İçin:
3 çorba kaşığı süt,
1 kase mavi haşhaş,
100 150 gr ceviz

Ceviz
Asla vazgeçemediğimiz sevgimizi  Alabildiğince koymayı unutmayalım.
Sevginizi koymazsanız güzel olmaz haaaa :)
YAPILIŞI:

Öncelikle şerbetini hazırlayalım. Tencereye su ve şekeri koyup kaynatalım. Kaynamaya başladığı anda limon suyunu ekleyip 5 dk daha kaynatalım ve ocağın altını kapatalım.
Hamuru için, bir kaseye yumuşak margarini  yada tere yağını ve pudra şekerini alıp mikserle krema kıvamına gelinceye kadar çırpalım. Daha sonra içine sıvı yağı, yumurtaları ekleyip tekrar çırpalım. Hindistan cevizini, irmiği, limon kabuğu rendesini ve vanilyayı ekleyip karıştıralım. Kabartma tozu ve unu yavaş yavaş ekleyip karıştırmaya devam edelim. Hamur kıvam alınca yoğuralım. Ele yapışmayan yumuşak kıvamda bir hamur elde edelim. Hamurdan cevizden biraz daha büyük parçalar alıp elimizle yuvarlayalım. Bir kaseye sütü diğer bir kaseye de haşhaşı koyalım. Yuvarladığımız hamuru önce süte bulayıp daha sonra da haşhaşla kaplayalım. Her bir tatlının üzerine yarım ceviz yerleştirip hafifçe bastıralım. Yağladığımız fırın tepsisine yerleştirelim. . Önceden ısıttığımız 170 'C deki fırında tatlımızı 30-35 dk. kontrollü şekilde pişirelim. Hafif pembeleşmesi yeterli.
Fırından çıkan sıcak tatlının üzerine ılıyan şerbeti kaşık kaşık dökelim. Her tatlının üzerine şerbetin gelmesine de dikkat edelim. Üzerine aynı büyüklükte bir tepsi kapatıp tatlının şerbetini çekmesini bekleyelim. Tatlı soğuyup şerbetini çekince servis edelim.
Afiyet Olsun...